Douro, Portekiz

Douro nehri, üzüm bağlarıyla kaplı tepelerin arasından kıvrıla kıvrıla akar. Taraça taraça inen bağlarla kaplı yamaçlar o kadar diktir ki toprak kaymasını önlemek için geometrik desenli taş duvarlarla desteklenmiştir. Asma yaprakları güneşte fıstık yeşili, sarı, turuncu, kızıl, mor renklerle parıldar. Gökyüzü masmavidir, bulutlar havada asılı kalmıştır sanki. Nehrin oluşturduğu kıpırtısız gölet bir ayna gibi gökyüzündeki bulutları ve suya eğilmiş söğütlerin sapsarı yapraklarını aynen yansıtır.

Portekiz’in ünlü Douro bölgesi, nehrin Barca d’Alva ve Barqueiros arasındaki 100 km’lik bölümü çevreleyen 250 bin hektarlık alandan oluşuyor. Bu alanın beşte biri nehre kadar taraçalar halinde inen üzüm bağlarıyla kaplı. Sıra sıra dizilmiş üzüm bağlarının öyle nefes kesici bir görüntüsü var ki bu bağların dimdik yamaçlarda yerçekimine karşı nasıl koyabildiğine şaşıp kalıyorsunuz. Rustik ve nostaljik bir görünüme sahip Douro, şiirsel güzelliği ve otantik atmosferi turist akınlarıyla bozulmamış, Avrupa’daki nadir şarap bölgelerinden.

PORTO ŞARABININ DOĞUM YERİ

Douro aslında dünyanın en eski resmi şarap bölgelerinden; burada Romalılar döneminden beri şarapçılıkla uğraşıldığı biliniyor. 1143’te Portekiz Hıristiyan Kilisesi’nin teşvikiyle üzüm bağları genişleyerek tüm bölgeye yayılmış ve Porto’daki tüccarlarla Douro’lu çiftçiler arasında şarap ticareti başlamış. Olgun üzümlerin maserasyon süresi uzatılarak elde edilen iddialı tatlı şaraplara ise ancak 16. yüzyılın ortalarında erişilmiş. Bölgeye has “Porto Şarabı” (Portekizce “Vinho do Porto”, İngilizce “Port Wine”) unvanı ise 17. yüzyılda şarabın mayalanması sırasında konyak eklenmesi sonucu oluşan tatla birlikte gelmiş. Sadece Douro’ya has bu teknik, toprağın, iklimin ve üzümün simyasıyla birleşince “Porto Şarabı” dünya çapında ünlenmiş, isim ve mülkiyet hakkı da o bölgeye ait hale gelmiş.

DEĞİŞİM RÜZGÂRLARI

Douro’da son 20 yılda büyük bir değişim yaşanmış. Genç ve uzman kuşak 1990’ların ortasında, üzüm yetiştirme ve şarap üretimi süreçlerine yaratıcı ve yenilikçi yaklaşımlar getirerek bir dönüşüm başlatmış. Şimdi yatırımlarının ve emeklerinin meyvelerini topluyorlar, çünkü Douro bölgesi Porto ile anılmanın ötesine geçip dünyaca tanınan kırmızı ve beyaz şaraplar üretmeye başladı.

Joao Nicolau de Almeida, Dirk Niepoort ve Sandra Tavares da Silva, bölgedeki değişimin öncü isimleri.Ancak Douro’nun uluslararası üne kavuşmasındaki asıl öncü, “Douro Boys” adıyla anılan birlik. Quinta do Crasto, Quinta do Vallado, Quinta do Vale Dona Maria, Quinta do Vale Meao ve Niepoort bağlarının işbirliği ile ortaya çıkan “Dourolu Çocuklar” bölgenin modern imajını temsil ediyor. Symingtons ve Robertsons gibi eski üreticiler bile ünlü onologlarla işbirliği yaparak yeni akıma ayak uydurmaya başladılar. Douro bölgesi uzun zamandır “eski dünyanın yeni dünyası” unvanıyla anılıyor.

DOURO SÜRÜŞ ROTALARI

Porto’dan kiraladığınız otomobille A4 otoyoluna çıkarak 45 dakika ilerledikten sonra Amarante çıkışından çıkın. Dağlardan kıvrıla kıvırıla aşağıya inen dar yollarda dikkatli olmakta fayda var, çünkü yerel sürücüler gerçekten çok hızlı! Mesao Frio çıkışından N101’e girdikten sonra bitki örtüsünün çamlardan okaliptüs ağaçlarına doğru değiştiğini fark edeceksiniz, çünkü artık Douro nehri kıyısındasınız! Porto şarabının tarihi ticaret limanı Peso da Regua’da bir mola verip Douro Müzesi’ni ziyaret edebilir ya da Quinto do Vallado’da keyifli bir öğlen yemeği yiyebilirsiniz. Ardından Sao Leonardo da Galafura’ya çıkıp dik yamaçlarda 300 yıl önce el emeğiyle taraçalar halinde şekillendirilmiş bağların muhteşem manzarasını seyredebilirsiniz.

NEHİRLE YAŞAYAN KÖYLER

Nehir kıyısından ilerleyen yola inerek Folgosa’yı geçip Pinhao kasabasına ulaşın. Vintage Otel’deki lezzet denemelerinden sonra tren istasyonundaki mavi ve beyaz renkli muhteşem azulejo’ların (Portekiz binalarında kullanılan camla kaplanmış parlak seramikler) orijinal kompozisyonlarına göz atın. Ardından tarihi şarap evi Quinta da Romaneira’ya çıkıp yine manzaranın keyfine varabilirsiniz. Buradan Douro’nun en şirin köyü olan Foz da Tua’ya geçip bir kahve molası verin. Akşam yemeği için adresiniz ise Folgosa’nın ünlü gurme restoranı D.O.C. olabilir.

Ertesi gün Lamego’dan Coa vadisine uzanan yolda muhteşem manzaraları sindire sindire izleyebilirsiniz. Regua’nın 12 km güneyinde yer alan Lamego kasabası, Nossa Senhora dos Remedios, Dom Afonso Henriques ve S. Pedro de Balsemao kiliseleriyle bölgenin tarihi merkezi olarak kabul ediliyor. İspanya sınırına yakın bir bölgede yer alan Coa Vadisi Arkeoloji Parkı ise kaya resimleriyle ünlü.